Baş ağrısı en sık rastlanan ve bütün vücudu etkileyen şikayetlerden biridir. Baş ağrılarını birinci ve ikinci olarak sıralayabiliriz.
Birinci ağrılarda en özenli araştırmalar bile organik nedenler göstermemektedir. İkinci veya belirtisi olan baş ağrıları her türlü nevrolojik ve bedensel ağrılar, travma, metabolik bozukluklar, zehirlenmeler veya bazı bitkisel ilaçların kullanması gibi.
Baş ağrılarının en yaygın nedenlerinden biri beyin damarlarının hastalığıdır. Ani şiddetli ense ve baş ağrıları, genelde atardamarın kopmasından kaynaklanan beyin kanamasına özgüdür. Hastalar tarafından bu ağrı en şiddetli ağrı olarak belirtilmektedir.
Genelde kusma veya bayılmayla sonuçlanmaktadır. En baştan veya kısa bir süre sonra menenjit belirtileri ortaya çıkmaktadır. Dağınık veya yerel şiddetli baş ağrıları, bayılmalar ve nevrolojik belirtileriyle birleşen (halsizlik, veya ayak kol uyuşması, konuşma bozukluğu ve koordinasyon), bunlar beyin kanaması, beyin inmesi, toplardamar sinüslerinin trombonunun nedenleridir.
Beyin tansiyonunun yükselmesinden kaynaklanan baş ağrıları tümörün ilk belirtileri, beyin apsesi ve oluşan diğer hacimli oluşumların ve dolayısıyla baş ağrılarının belirtileri olabilmektedir. İlk zamanlarda baş ağrıları arızı karakter taşımaktadır ve genelde sabahları olur, zamanla çoğalır ve devamlı olur. Ağrılar çoğu zaman bulantısız kusmalarla sonuçlanmaktadır.
Öksürük, hapşırma ve başın eğilmesiyse daha çoğalmakta hatta gece uykudan bile uyandırabilmektedir. Ağrılar tedrici olarak çoğalmakta, asimetrik refleksler oluşmakta, göz bozuklukları, hafıza, algılama zayıflığı ve davranış bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Bazen kısa baş ağrılarının (birkaç dakika süren) beyinle hiç ilgisi olmayabilir. Boyun omurgası bozukluğundan kaynaklanan ağrılar bazen boyun ve ense bölgesine yayılmaktadır. Fakat daha sık alın ve şakak bölgesine veya omuz veya ellere de yayılabilmektedir.
Ağrılar genelde ölçülü şiddette olmakta ve başın hareket etmesi veya rahatsız olduğunda, boyun ve ensenin muayenesi sırasında çoğalmaktadır. Omurganın boyun kısmının hareketi kısıtlı olmalıdır. Hastaların büyük bir kısmında boynun arka tarafında migrene benzeyen tümör olan baş ağrıları sendromu (göz bebeğinin büyümesi, yüzün bozulması, gözbebeğinin kısılması) baş dönmeleri ve görme bozukluğuna yol açabilir. Boyun ense kısmında oluşan ağrılar ense sinirlerinin bozukluğundan da kaynaklanabilmektedir.
Alın bölgesinde oluşan baş ağrıları sinüzitin belirtileri olabilir. Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, cilt bozukluğu, ve hasta bölgelerin muayene sırasında ağrılar oluşabilmektedir.Şakak ve alt çene ağrıları esnerken, çiğnerken ve ağzı geniş açıp kapatma sırasında ortaya çıkmaktadır.
Bunun için göz tansiyonu ölçülmek zorunda. Kronik baş ağrıları yanlış gözlük kullanımından da kaynaklanmaktadır. Genelde öğleden sonra, gözlerin aşırı yorulması, boyun kaslarının kasılması ve kafanın kaşınması gibi hislerle oluşmaktadır. Burun ve boğaz bölgesinde oluşan kısa süreli ve şiddetli ağrı kafanın soğuk alması ve soğuk içecek ve yiyecekler aldığı zaman oluşmaktadır.
Bu tür ağrılar daha çok migren hastalarında görülmektedir.Ağrılar daha çok hafif travmalarda oluşmakta ve genelde dikkatsizlik, unutkanlık, psişik bozukluklar, baş dönmeleri, uyku bozukluğu, yorgunluk gibi rahatsızlıklara neden olmaktadırlar. Ağrı çoğu zaman yayınık ve kör oluyor ve fiziksel yüklerde ortaya çıkmaktadır. Hastaların bir kısmında hastalık boyun kısmının zedelenmesinden oluşmaktadır. Fakat menenjit belirtilerinin, kusmanın, hafıza kaybının veya psikolojik rahatsızlıkların oluşmasında menenjitin, beynin ansefal iti ve apsesinin yok edilmesi gerekmektedir.
Baş ağrıları aynı zamanda bitkisel ilaçlardan da kaynaklanabilmektedir. Klinik uygulamalarda birincil baş ağrılarına daha çok rastlanmaktadır. Bunlar baş ağrıları, migren ve gerilimdir. Gerilimli baş ağrıları her yaşta olabilir, fakat daha sık 25-30 yaş arası görülmektedir. Genelde düzenli olur, birkaç dakika hatta birkaç gün de olabilmektedir ve fiziki yüklenmelerde daha çok oluşmaktadır. Ağrı her zaman çift taraflıdır, ense, şakak ve alın bölgelerinde oluşmaktadır.
Baskın bir karakterde fakat kusmasız olmaktadır. Bazen isteksizlik, bulantı, ışıktan ve sesten çekinme gibi belirtileri olabilir. Hastalar bu durumları çok zor anlatabilmekte ve şiddetli ağrıya değil, bıkkınlık, eziklik gibi semptomlara şikayet etmekteler.
Hastaların büyük kısmı baş derisi kaslarından şikayetçidir.
Teşhis: dikkat edilmesi gereken durumlar aşağıda belirtilmektedir:
1) Yeni oluşan şiddetli baş ağrıları veya daha önceki ağrılarda oluşan değişiklikler;
2) Birkaç gün veya hafta içinde çoğalan baş ağrıları;
3) Fiziki yüklenmelerde, öksürükte, hapşırma ve eğilme sırasında çoğalan ağrılar;
4) Humma, bulantı, kusma ve menenjit belirtilerinde oluşan baş ağrıları;
5) Nevrolojik ve psişik rahatsızlıklardan (konuşma bozukluğu, ayak ve ellerde halsizlik ve uyuşma, kasınç krizleri, aşırı uyku, unutkanlık ve şahsi değişiklikler) oluşan baş ağrıları…
Baş ağrılarında bu ağrıları oluşturan bütün faktörler göz önüne alınmalıdır. Hasta sigarayı bırakmalı, alkolü, kafeini azaltmalı ve kendini daha çok fiziki aktivitelere vermelidir. Baş ağrıları sırasında boyun masajı çok iyi sonuç vermektedir.