Çok açık olamayan fakat bilimsel bir anlam taşıyan biyoenerji, hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Genelde bütün insanlar biyoenerjiyi üstün kabiliyetli kişilerin sahip olduğu bir güç olarak görmektedirler. Kötü enerji sahibi bir insan görüldüğü zaman onun enerjisinin de çok kötü olduğu düşünülmektedir. Biyoenerji her ne kadar hayatımıza girmiş olsa da hala tam olarak anlaşılmamaktadır.
Biyoenerjinin tabiatı bilim dünyası tarafından iyice araştırılmıştır. Buna rağmen biyoenerji tedavisini hala şarlatanlık olarak gören kişiler vardır. Birçok bilim adamları biyoenerjiyi insan bilincinin taşıyıcısı olarak görmektedir. Biyoenerji biyolojik işlemleri yönlendirmekte, maddenin var olması ve devam etmesini sağlamaktadır.
Her insanın kendi biyoenerji alanı bulunmaktadır. Bu biyoenerji hem dış dünyayı hem de kendimizi etkilemektedir. Biyoenerjiyi normal bir gözle görmek mümkün değildir. Onun varlığını tasvir etmek için eski resimlerde ışık şeklinde insanın vücudunu saran bir cisim gibi yansıtılmıştır. Biyoenerji akışı insanla sınırlı değildir; tüm maddeye akar. Bitkilerin insanlarınkine zıt bir kutbu vardır; onlarla aramızda hür bir kanal açılır.
Sağlıklı bir vücutta negatif bir enerji bulunmaz. Vücudun herhangi bir yerinde problem varsa; o bölge negatif enerji üretmeye başlar. Daha doğrusu; beyin ile o bölgenin iletişimi kopmuş demektir. Demek ki; bedenimizin tümünü ayakta tutan beynin düşünce ve yapılandırma bölümü ile aradaki bağı kopartmamak lazım. Biyoenerji Uygulamaları Vücudumuzda bulunan elektrik akımı beden etrafından bir alan oluşturuyor. Buna “aura” deniyor. Aura artı ve eksi elektriklerden oluşuyor. Bu iki akımın dengede olması vücut sağlığı için şart. Denge bozulduğunda ise sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Normalde enerji dengesi akupunktur iğneleriyle sağlanırken bunun bir başka yolu da güçlü enerjisi olan insanın daha zayıf enerjili bir insana enerjisini aktarması. Bu enerji aktarımının doğru bir şekilde yapılması ise ancak Bioenerji Uzmanı tarafından doğru bir şekilde enerji verilerek yapılabiliyor.
Biyoenerjiye göre her insanın vücudunda yedi tane çakra bulunuyor. Ve bu çakralar enerji merkezleri olarak kabul ediliyor. Genelde enerji transferi bu çakralar üzerinden yapılıyor. 1 nolu çakra ile 7 nolu çakra arası enerji kanalımız olarak kabul ediliyor. Biyoenerji uzmanlarına göre kendi ellerimiz ile de vücudumuzdaki enerji akışına hakim olup bazı rahatsızlıklarımızı giderebiliyoruz. Özellikle en çok enerjinin bulunduğu yer olan parmak uçlarını kullanarak.
Belki fark etmişsinizdir bir yerimiz ağrıdığı zaman elimizi ağrıyan yerimize götürürüz. Bunun sonucunda bir rahatlama hissederiz hatta kimi zaman ağrı geçer. Bu çakraların bulunduğu noktalarla temas etmekten kaynaklanır.
Çakraların vücuttaki yerleri ve tedavi ettiği hastalıklar…1. çakra: Kuyruk kemiği ile anüs arasındadır ve enerji sisteminin merkezidir.2. çakra: Kuyruk kemiği üzerindedir. Üreme sistemini kontrol eder.3. çakra: Bel omurgasının ortası ve göbektir. Sindirim sistemini kontrol eder. Ülser, hazımsızlık, böbrek iltihabını tedavi eder. 4. çakra: Göğüs kafesinin ortasıdır. Yüksek tansiyon, kolesterol ve kalp problemlerine iyi gelir. 5. çakra: Göğüs kafesi ile boyun ortasındadır. Solunum yolları ve deriyi kontrol eder. Öksürük, astım ve alerjilere iyi gelir.6. çakra: Alnın ortası, iki kaş arasındadır. Vücuttaki tüm sistemleri kontrol eder. Eklem ağrıları, baş ağrıları, uykusuzluk 7. çakra: Başın üst kısmının tam ortasındadır.
Bazı kimseler insan aurasını gördüğünü ispat etmektedirler. Düşünceli bir şekilde kişiye bakarak: “bu kişinin aurası siyahtır, diğer kişinin ise mavidir” v.s. bilgiler verebilirler. Bu tür şeyleri gerçekten görebilen kişiler olduğu gibi, bozuk bir düşünceye sahip kötü insanlara da rastlanmaktadır. Kendi bünyesinde yeteri kadar enerjisi bulunmayan insanlar, başkalarının enerjisine ihtiyaç duyar. Biyoenerjisi fazla olanlar ise başkalarına enerji verebilir. İnsanlara enerji toplamayı ve kullanmayı öğretmek başka, onlara enerji vermek bambaşka bir şeydir. Biyoenerji insanın organizmasını, sağlığını, moralini, işgücünü de etkilemektedir. Aynı şartlarda bazı insanların hiç yorulmadığını, bazı insanlarında çok çabuk yorulduğunu biliyoruz. Bunun da sebebi biyoenerjidir. Eşyaların da biyoenerjisi bulunmaktadır. Burada önemli olan eşyanın hangi maddeden yapıldığı, ve bu eşyayı yapan şahsın enerjisidir.Herhangi bir eşya kendi kendine kötü ve yıkıcı bir enerji taşımaz.
Eşyalar bize sadece bu eşyayı satan veya hediye eden kişinin hislerini ve düşüncelerini getirmektedirler. Ve sonunda şöyle bir sonuca varmaktayız: her şey insanın kendisinden, onun hislerinden, düşüncelerinden, kendine ve çevresine davranışından kaynaklanmaktadır.
Her insanın biyoenerji alanı vardır. Hayatımızın her anında biz kendi davranışlarımızla çevremizi etkilemekteyiz. Eski uygarlıkların biyoenerji hakkında bilgili olduklarını ve bu tedavi yönteminden sıkça yararlandıklarını tarihi kaynaklardan öğreniyoruz. Fakat zamanla insanların biyoenerji hakkındaki bilgileri kaybolmuştur. İnsanoğlunun da bir parçası olduğu yeryüzünde her şey bir birine bağlıdır.
Eğer biz bir şeyi bilmiyorsak ve veya anlamıyorsak bazı olayların olmadığını söylemek yanlış bir şeydir. Sadece o şey bizim bilgimiz dışında bulunmaktadır. Yardım için tabiata başvurma önerisi güzeldir fakat tabiatın akılsızca tahrip edilmesinden dolayı değiştiği gerçeğini de gözden kaçırmamak gerekir. Ahlak kurallarına bizden giden her şey bize geri dönecektir. Binlerce yıldır insanlar tabiatı keşfetmektedirler.
Biz kendi davranış ve hareketlerimizden sorumluyuz. İnsanoğlunun her davranışının, düşüncesinin, sözünün onun çevresini etkileyen bir neticesi bulunmaktadır.